Budapeşte gezilecek yerler yazım ile siz gezginlere, şehirde nereleri mutlaka görmelisiniz, nerede yemek yemelisiniz ya da eğlenmelisiniz gibi küçük tüyolar verecek.
Bizim yolumuz buraya nasıl düşmüştü hemen bir özet geçiyorum. Türkiye’den arabamız ile çıktığımız 15 günlük road trip‘imizin bir durağı da burası oldu. 2 günlük Budapeşte seyahatimizde öyle güzel anılar biriktirdik ki, bir daha bir daha git deseler koşa koşa giderim.
Araba ile ilgili izinleri nasıl aldık bu yazımdan ulaşabilirsiniz ya da yolculuk planlamamızı nasıl gerçekleştirdik derseniz de bu yazıma alıyım sizi.
Ülke ve şehir hakkında kısa notlar
Macaristan Orta Avrupa ‘da yer alan 2004 yılında AB girmiş bir ülke. Biraz derine inince 150 yıllık Osmanlı egemenliği altında yaşadıklarını görüyoruz. Kendilerini Macar olarak kabul etmelerine rağmen Avrupa Hun Devleti soyundan geldiklerini düşünülerek, dünyada Hungary ismiyle anılan bir devlet var karşımızda. Evet AB üyesi ama para birimi olarak Euro kullanmıyorlar, Forint (HUF) kullanıyorlar.
Şehri Tuna Nehri, Buda ve Peşte olarak ikiye bölmüş. Buda’nın anlamı su ve Peşte’nin ki ise ateş demek. Buda tarafı tepelik ve eski yerleşim bölgesi iken, Peşte tarafı düzlük üzerine kurulu, turistik ve daha çok aktivitenin olduğu taraf.
Budapeşte, öyle bir şehir ki, sizi hemen büyülüyor, kalbinizin derinlerine iniyor. Görülmesi gereken tarihi noktalarından, sokak aralarına, pasajlara kadar birçok nokta gelen turistlerin ilgisini çekiyor. Budapeşte gezi rehberi hazırlıklarımı yaparken bloglardan okudum, araştırdım, kendime bir liste yaptım ve buna göre gezeceğim yerleri öğrenmiş oldum. Ama ben şimdi size bir tüyo vermek istiyorum. Free Walking Tour ‘a katılın.
Free walking tour hakkında merak edilen her şey ?
Nedir bu Free Walking Tour? Belli bir noktada,belli bir saatte buluşuyorsunuz ve bir rehber eşliğinde şehrin önemli noktalarını geziyorsunuz.Gezi sonunda da rehberinize bu tur için bahşiş bırakıyorsunuz. Detaylara buradan ulaşabilirsiniz.
Gece turu, Yahudi Mahallesi turu, şehir turu,restoran turu gibi seçenekler var. Bu turlara katılmanızı neden öneriyorum çünkü hem vakit kaybı olmuyor,öyle sallana sallana gezmiyorsunuz, hem de şehirde yaşayan lokaller gibi takılabileceğiniz bir sürü tüyo alabiliyorsunuz. Biz iki farklı tura katıldık biri Yahudu Mahallesi turu ve diğeri de şehrin tarihi noktalarını gezdiğiniz tur.
Bir itirafta bulunuyorum Yahudi Mahallesi turuna yanlışlıkla katıldık,yani durum şöyle biz otelden çıktık ama sabah 10:30 da başlayacak şehir turuna yetişemedik 15dk kadar geç kaldık. Sonra tam buluşma noktasına yaklaşmıştık ki bir grup geçiyor önümüzden ve üzerinde de rehberin free walking tour yazıyor hoop hemen biz de budur diye katıldık. Sonra 1,5 saat kadar beraber gezdik ve rehber tur bitti dedi biz şok 🙂 Yanlış tura katıldığımızı o ana kadar anlamadık çünkü böyle gece turundan ya da Yahudi Mahallesi turundan haberimiz yoktu. Neyse dedik süper yerler öğrendik o zaman biz 14:30 da başlayan diğer tura katılalım yani demem o ki akşam saat 6’ya kadar tüm gün güneşin altında, Budapeşte‘nin altını üstüne getirdik.Turun başlangıç noktası 10:30’da ve 14:30’da Vaci Utca‘daki Vörösmarty yani aslanlı çeşmenin hemen önünde.
Çok lak lak yaptım, o zaman ben hemen Budapeşte gezilecek yerler yazım ile sizleri başbaşa bırakayım.
Budapeşte Gezilecek Yerler – Şehri Adım Adım Keşfet
Kiskiralylany Szoboryani/Küçük Prenses Heykeli
Zincirli Köprü‘ye oldukça yakın bir yerde olan bu heykel,tramvay durağı üzerindeki demir korkuluğa oturmuş şekilde konumlandırılmış ve kesinlikle Budapeşte gezilecek yerler listesinin olmazsa olmaz bir noktası, neden derseniz okumaya devam 🙂 1989 yılında Laszlo Marton tarafından yapılan heykelin ilham kaynağı kendi kızı. İlk bakışta erkek bir çocuk gibi görünse de gözünüze,o aslında bir kız çocuğu. Orijinalini Macaristan Ulusal Müzesi ‘nde görebilirsiniz. Heykele baktığınızda en dikkat çeken nokta dizlerinin renginin açılmış olması.İşte bu kadar ilgi görmesinin sebebi de bu. Dizlerine dokunuyorsunuz ve kimilerine göre iyi şans elde ediyorsunuz, kimilerine göreyse Budapeşte‘yi tekrar ziyaret ediyorsunuz. Kaçırır mıyım, hemen dokundum. Hatta sabahın 8’inde oradayım kimsecikler de yoktu. Dokundum ve zıpladım, yani buraya yeniden gelebilmek için her türlü şebekliği yaptım 🙂 Tekrar görüşmek üzere Budapeşte 😉
Aziz Stefan Bazilikası
Bazilika 1851 yılında yapılmaya başlamış fakat 1868 yılında kubbesinin yapımı esnasında,kubbenin çökmesi ile her şey başa sarmış.Sonunda 1906 yılında inşaat tamamlanarak,Fransız İmparatoru Joseph’ in katılımıyla açılmış. Neo-rönesans tarzdaki mimarisi ile gelenleri büyülemeyi başarıyor. 96 metre yüksekliğindeki kubbesi Budapeşte Parlemento Binası ile aynı yüksekliğe sahip. Bu da demek oluyor ki din ve devlet işleri eşit imiş..Bu arada şehirde hiç bir yapının 96 metreden yüksek olmasına da izin verilmiyor. Kral Aziz Stefan adına yaptırılan bu bazilikanın kutsal emanetler bölümünde,kralın sağ eli de hala saklanmakta.Bazilikaya giriş ücretsiz ve her Pazartesi saat 17:00 de konserler oluyor kaçırmayın derim.
Chain Bridge (Zincir Köprü) (Szechenyi Lanchid)
Bu köprü Budapeşte‘nin iki yakasını birbirine bağlayan ilk köprüsü. Kışın donan nehirden karşıya kolayca geçilebilirken, bahar aylarıyla beraber buzun çözülmesiyle karşıya geçişler bir hayli zorlaşırmış. Kont István Széchenyi babasının cenazesi için karşıya geçebilmek için 1 hafta beklemiş ve ardından da bir köprü yapımı için talimat vermiş.1849 yılında açılan köprü 1945 yılında II. Dünya Savaşı sırasında Almanlar tarafından bombalanmış. Köprüden geriye sadece iki yakadaki kuleleri kalmış. 1949 yılında köprü kullanıma tekrar açılmış. Gündüz ve gece ayrı bir ihtişamı olan köprü şehrin sembollerinden de biri.
Parlamento Binası(Orszaghaz)
Neo-Gotik tarza 1885-1902 yılları arasında inşa edilen bina, Peşte tarafında Tuna Nehri kıyısında yer alıyor. Dünyanın üçüncü en büyük parlamentosu olarak da tanınıyor.96 metre yüksekliğe sahip olan kubbesi ile ilgi çekiyor.Ve bu rakamın bir özelliği var mı diye araştırdığımda Macaristan‘ın kurulduğu sene olan 1896 yılından geldiğini öğreniyorum.İçi kadar havanın kararmasıyla dışı da bir o kadar etkileyici.
Tuna Nehri Kıyısındaki Ayakkabılar (Cipok a Duna Parton)
Ve Budapeşte gezilecek yerler listesindeki en üzüldüğüm noktaya geldik. II. Dünya Savaşı sırasında 1944-1945 yıllarında Nazi askerleri tarafından Yahudiler, Tuna Nehri kıyısında kurşuna dizilerek ya da ayak bileklerine taş bağlanarak nehre atılmışlar. Bu yürek burkan hikayenin anısına,2005 yılında 60 demir ayakkabı, Parlamento Binası‘nın hemen yakınına Tuna Nehri kıyısına yerleştirilmiş. Ayakkabıların tasarımları yaşanan dönemini yansıtırken, çiçekler ve mumların yakıldığı anıt,özellikle akşam saatlerinde görülmeye değer.
Dohany Sokağı Sinagogu (Dohány utcai Zsinagóga)
Şehrin Peşte kısmında Yahudi mahallesine çok yakın bir konumda yer alan bu sinagog, dünyanın 5. büyük sinagogu iken Avrupa’nın da en büyüğü olarak geçiyor. II. Dünya Savaşı’nda Alman egemenliği olduğu dönemde oldukça çok hasar almış .Binayı dışarıdan gördüğünüzde oldukça etkileniyorsunuz. İki adet sekizgen kubbesi,kırmızı ve turuncu tuğla ile inşa edilmiş duvarları ve ana giriş kapısındaki renkli cam hemen dikkatinizi çekecek. Yaklaşık 3000 kişilik kapasiteye sahip. 5000 borusu ile daha çok kiliselerde bulunan kocaman bir org da yer alıyor. Giriş ücretli.
Siyonizm Aslen
Sinagogun hemen arkasında bir müze yer alıyor ve ismi Siyonizm Aslen. Macar kökenli Yahudi olan Theodor Herzl Avusturya’lı bir gazeteci ve Siyonizm denildiğinde hemen kendisinin ismi çağrışım yapıyor. İşte tam da onun yaşadığı evin bulunduğu alan müzeye çevrilmiş. Yahudi kültürüne ve soykırımına ait belgeler bulunuyor.
Raoul Wallenberg Holokost’u Anma Parkı
Hemen yanında ise Raoul Wallenberg Holokost’u Anma Parkı bulunuyor. Kim bu özel isim derseniz,İsveçli bir diplomat. II.Dünya Savaşı sırasında Nazi askerlerinin elinden yaklaşık yüz binden de fazla Yahudiyi, İsveç sınırları olarak kabul edilen binalara almış ve binlerce Yahudi’nin hayatını kurtarmış. Bu parkın içerisinde bir hayat ağacı yer alıyor ve her bir yaprağında soykırımda hayatını kaybedenlerin ismi yazıyor.
Sinagoga ve diğer yerlere giriş ücretli. Sinagogu dışarıdan görüp hemen yanındaki sokağa girdiğinizde,bahçesinden her iki yeri de görebilirsiniz.
Szimpla Kert
Şehri araştırıp kendim için Budapeşte gezikecek yerler hakkında hazırlık yaparken, bende en çok merak uyandıran yer burası olmuştu. Yahudi mahallesinde yer alan,şimdiye kadar gittiğim en ilginç pub’dı. Burası bir ruin yani toplama,harabe bir pub. İşe yaramayan atılacak ne varsa (aklınıza her şey gelsin) hepsi burada hayat bulmuş. Hafta sonu özellikle Cuma-Cumartesi günleri oldukça yoğun olan pub’a gitmek için gündüz saatlerini tercih edebilir,bol bol vaktiniz varsa da akşamını da bir görebilirsiniz. 2 Katlı bir mekan ve farklı noktalarında yaklaşık 4-5 adet bar bulunuyor.
Szimpla Kert yazımı okumak için klik klik !!!
Gozsdu Udvar
Burası lokaller gibi takılacağınız müthiş bir yer. Bir pasaj düşünün sağlı sollu mekanlar, publar, restoranlar,barlar. Haftasonu iğne atsanız yere düşmeyecek kadar kalabalık oluyormuş. Bizim gittiğimizde de oldukça kalabalıktı. Hediyelik eşya standları vardı ama akşam üstü tekrar toplanıyorlar bilginiz olsun.
Buda Kalesi
Kale Zincirli Köprü ‘nün hemen karşısındaki tepe tüm ihtişamıyla sizleri karşılıyor. Füniküler, otobüs ya da yürüyerek çıkabilirsiniz.13. yüzyılda inşa edilmiş ve Budapeşte‘nin eski sokaklarına ev sahipliği yapıyor. Kale olarak geçse de adı,aslında burası içinde bir çok farklı mekanı barındıran bir öneme sahip. Macaristan Ulusal Galerisi, Budapeşte Tarihi Müzesi ve kütüphane yer alıyor. UNESCO tarafından koruma altındaki yapılardan birisi.
Matthias Kilisesi (Matyas Templom)
13. yüzyılda inşasına başlanmış ve 19. yy sonlarında tamamlanmış masallardan çıkma bir kilise burası. Gotik bir mimariye sahip olan kilisenin en çok beni etkileyen yeri çatısı oldu. Zsolnay porselen kullanılarak yapılmış, oldukça renkli bir çatısı var. Osmanlı döneminde cami olarak kullanılmış. İsmini Kral Matthias ‘dan alıyor,sebebi ise kendisinin burada iki kez evlenmiş olması. Şehrin en eski yapılarından biri, o yüzden Budapeşte gezilecek yerler listenizin olmazsa olmaz noktaları arasında yer almalı.
Balıkçı Tabyası (Fisherman’s Bastion)
İsmini eskiden bölgede bulunan balık pazarından alıyormuş. Yedi adet küçük kule görecekseniz,bunlar da Macar kabilelerini temsilen yapılmış.Günümüzde turistlerin fotoğraf çekmek için, Peşte yakasını izlemek için tercih ettikleri bir nokta. Kulelerin içinde yer alan kafelerde oturabilirsiniz ya da surların üzerine çıkıp yürüyebilirsiniz.(Giriş ücretli bilginiz olsun)
Gellert Tepesi (Gellért Hill)
Şehrin Buda tarafında yer alan bu tepede iki adet anıt bulunuyor.
Gellert Anıtı
Adından anlaşıldığı üzere Venedikli Gellert anısına yapılmış. Bir fıçı içerisine konularak,tepeden Tuna Nehri’ne doğru yuvarlanarak öldürülmüş. 20.yy başlarında yapılan, elinde bir haç olan Gellert Anıtı‘nın şehri kutsadığına inanılmakta.
Özgürlük Anıtı
Macar bir heykeltıraş tarafından 1947 yılında şehri Nazi işgalinden kurtaran rusların anısına yapılmış. 40 metre yüksekliğindeki anıtı görmek için tramvay ( 41, 47 numaralı) kullanarak kolayca çıkabilirsiniz.
Gellert Hamamı
1918 yılında yapılan, kapalı bir hamam. Tesisin için sauna, yüzme havuzu ,dalga havuzu,spa merkezi gibi farklı hizmetler mevcut. Gellert Tepesi‘nin hemen altında yer alıyor. Haftaiçi 5.600 HUF, haftasonu 5.800 HUF diğer tüm detaylar için tıklayınız. Budapeşte gezilecek yerler arasında oldukça popüler bir nokta. Bizim zamanımız olmadığı için uğrayamamıştık.
Opera Binası
1884 yılında açılan 1200 kişiyi ağırlayabilen Opera binasının içi oldukça etkileyici. Tavanında freskler, duvarlarında tablolar ve önemli bestecilerin heykeller görülesi güzellikte. Zamanınız varsa belki bir gösteri izleyebilirsiniz Budapest Card ile %15 indirim var. Budapest Card detaylarını öğrenmek isterseniz bu yazımdan ulaşabilirsiniz.
Kahramanlar Meydanı (Hösök Tere)
Meydan Andrassy Ut caddesinin sonunda yer alıyor. Macar halkının Avrupa topraklarına gelişlerinin bininci yılı anısına yapılmış. Şehirdeki bütün resmi kutlamalar bu meydanda yapılıyor.Meydanda bir de 36 metre yüksekliğinde Milenyum Anıtı yer alıyor.
Andrassy Ut caddesinden Chain Bridge ‘e doğru yürüdüğünüzde sırasıyla Opera Binası, Terör Evi Müzesi, Kogart Haz Kft.(Sanat Müzesi), Franz Liszt Memorial Müzesi ‘ni görebilirsiniz.
Budapeşte Şehir Parkı / Varosliget
İşte Budapeşte gezilecek yerler listenizin olmazsa olmaz bir noktası daha. Şehirde adım başı parka denk geliyorsunuz ama burası bir ayrı. Kahramanlar Meydanı geldiğinizde mutlaka uğrayın,hemen arkasında yer alıyor. İçerisinde göl bulunuyor ve işte tam benlik. Gölü olan parkları çok seviyorum 🙂 Hava güzelse biraz keyif yapıp yorgunluğunuzu burada atabilirsiniz. Göl kış aylarında buz tutuyormuş ve buz pateni yapılıyormuş. Christmas zamanında düşünemiyorum muhteşemdir.
Vajdahunyad Kalesi
Bu kale ise Varosliget parkı içerisindeki önemli bir yapı. Gotik ve Romanesk tarzda inşa edilmiş. Kalenin hemen önüne kurulan standlarda yiyecek, içecekler ve hediyelikler satılıyor. Buradan atıştırmalık bir şeyler alıp göl kenarında takılabilirsiniz 😉
Szechenyi Termal Hamamı
Varosliget parkının en çok ilgi gören noktası olan bu hamam ve kaplıcaları şehrin olmazsa olmazı. Bu yüzden kendinize Budapeşte gezilecek yerler yazım ile bir tavsiye, bir uğrayıp göz atın derim 😉 3 açık ve 15 kapalı olmak üzere 18 adet hamam barındıran kocaman bir kompleks burası. 1927-1999 yıllarında hem restore edilmiş,hem de biraz genişletilmiş. Szechenyi Termal Hamamı‘na kış aylarında daha çok talep olsa da yaz aylarında da şifalı suyundan faydalanmaya gelenler bulunuyor.
Vaci Utca
Ve işte karşınızda Budapeşte’nin alışveriş caddesi. Dünyaca ünlü markların yer aldığı, trafiğe kapalı uzun bir cadde. Sağlı sollu şık dükkanlar, kafeler bulunuyor. Aynı zamanda da şehrin kalbi.
Büyük Market (Nagy Vásárcsarnok)
Gittiğiniz ülkenin pazarlarını gezmeyi sevenlerdenseniz işte burası tam sizlik. 1897 yılında ilk defa kapılarını açmış ve 1990 yıllarında restore edilmiş. Macar lezzetleri, hediyelik eşyalar ve kıyafetler bulabileceğiniz muhteşem bir market. Budapeşte gezilecek yerler yazım ile sizlere bir tavsiye en güzel hediyelikleri burada bulabilirsiniz, mutlaka bir göz atın.
Margaret Adası (Margitsziget)
Adanın ismi Macar Kralı IV. Bela’nın kızı olan Margaret’ten geliyor. Arpad Köprüsü‘nü kullanarak ulaşım sağlayabileceğiniz gibi,tekne turlarına katılarak da gidebilirsiniz. Hem şehri farklı bir açıdan görmüş olursunuz,hem de burada verilen 1,5 saatlik molada adayı gezme şansınız olabilir. Tercih sizlere kalmış, bizim zamanımız olmadığı için adaya gidemedik ama gitsek bile kesin yürüyerek köprüden gitmeyi seçerdik 😉 Tabii siz de yürümeyi sevenlerdenseniz gidin derim. Margaret Adası içerisinde çeşmeler, anıtlar, çiçek bahçeleri yer alıyor. Bisiklet ile de kolayca gezebilirsiniz aklınızda olsun.
Budapeşte‘yi okuyarak değil gidip, yaşayarak havasını soluyarak görmeniz gerekiyor. Bitmeyen bir enerjisi var. Budapeşte gezilecek yerler yazım ile şehirde mutlaka görülmesi gereken en popüler yerleri yazdım, geziniz ya da planınız hakkında sormak istediklerinizi yorum olarak bırakabilir ya da sosyal medya hesaplarımdan bana ulaşabilirsiniz. Maceralarıma ortak olmak için Instagram ve Facebook üzerinden takibe bekliyorum. Gülümseyin Hayata 😉