Gökçeada gezilecek yerler, nerede konaklanır, nerede ne yenir ne içilir ve Gökçeada plajları hakkında aradığınız tüm detaylı bilgileri bu yazımda bulabilirsniz.
2016 yılının Haziran ayında ilk kez gittim ve sonrasında da müdavimi oldum diyebilirim. Her sene mutlaka 2-3 kez gitmeye çalışıyorum. Lafı çok uzatmadan neden müdavimiyim sorusuna cevap veriyorum
- CittaSlow yani sakin şehir ünvanına sahip. Küreselleşmeye dur diyip, kendi yerel özelliklerini koruyarak yaşayan halkın bunu gelen ziyaretçilere de uyum içinde sunması.
- Gökçeada Türkiye’nin en büyük adası yani ada ne kadar kalabalık olursa olsun bunu hissetmiyorsunuz.
- Rum köylerinin hala o eski nostaljik havayı yansıtıyor olması.
- Denize girebileceğiniz plaj sayısının çok olması.
Yazının sonunda 2 adet Gökçeada gezi vlogu bulunuyor belki göz atmak istersiniz 😉
Gökçeada Gezi Rehberi
Adanın tarihi hakkında kısacıkta olsa bilgi vermek istiyorum. Kuzey Ege’de yer alan, eski ismi İmroz olan Gökçeada Çanakkale’ye bağlı. Adanın hakimiyeti 1455 yılında Osmanlı Develeti’ne geçmiş ardından 1912’de Yunanistan’a ve 1915’te ise İngilizler’in işgaline uğramış. 1923 yılında yapılan Lozan Anlaşması ile Türkiye’ye geri verilen adanın nüfus yoğunluğunu Rumlar oluşturuyormuş. Müdabele sırasında burada yaşayan halkın Yunanistan’a göç etmesi mecbur tutulmamış. Ancak 1960 yıllarında Kıbrıs sorunu yaşanıp Türk-Yunan savaşı çıkabilir ve buradaki halk Yunanistan’a yardımcı olabilir endişesi ile huzur içinde yaşayan insanlar göçe zorlamışlar. Gökçeada gezilecek yerler bölümünün daha bir anlamlı olması için böyle küçük bir detay vermek istedim.
https://www.instagram.com/p/B_9s807Jd7j/?utm_source=ig_web_copy_link
Gökçeada’ya Nasıl Gidilir ? Gökçeada Ulaşım
Gökçeada’ya ulaşım için feribot kullanmanız gerekiyor. İstanbul’dan Gökçeada’ya ulaşım toplam 5.5 saat sürüyor. Hemen GezginStar burada tüyoları vermeye başlıyor not edin 😉
Birincisi feribot biletinizi online olarak Gestaş‘ın sitesinden almanız. Çünkü online biletiniz varsa feribot sırasında beklemiyorsunuz. Saat kaç için biletleme yaptıysanız o feribota sizi alıyorlar. Yapmanız gereken 20dk önce gişedeki görevliye online biletinizin olduğunu söylemeniz. Gidiş dönüş her iki yön içinde aynısını yapın. 2017 senesinde adadan dönüş için girdiğimiz feribot kuyruğunda üçüncü feribota binerek adadan ayrılmıştık. Yani boş boş feribot kuyruğunda yaklaşık 3 saatimizi geçirdik.
İkincisi hafta sonu için gidiyorsanız zamandan tasarruf etmek için ilk feribota binmenizi önereceğim. Biz ilk feribota online bilet alıp, geceden yola çıkanlardanız. Uyku daha tatlı gelmesin feribotta da uyuyabilirsiniz.
Üçüncüsü de ada oldukça büyük bu yüzden bir aracınızın olması sizin çok daha rahat hareket etmenizi sağlayacak. Minibüsler ada içindeki ulaşımı sağlıyor fakat özgür olamıyorsunuz. İstediğiniz yerde durup manzaranın keyifini çıkaramıyorsunuz ya da kimselerin olmadığı plajlara gidemiyorsunuz. O yüzden araba ya da motorunuzun olması size ulaşım açıcınsan büyük rahatlık sağlayacatır.
Bu arada Gökçeada’ya giderken Malkara’daki Ünal Peynircilik bizim mola adresimizdir. Beyaz peynirli tostu efsane bir de yanına çay… Afiyet olsun. 7/24 açık.
Gökçeada Konaklama
Sakin, sessiz ve huzurlu bir tatil istiyorum diyorsanız doğru adrestesiniz. Ada içerisinde 5 yıldızlı oteller bulunmıyor. Gelen ziyaretçiler tarafından butik oteller, pansiyonlar, apart evler, karavan, çadır kampları ve bungalovlar tercih ediliyor.
Adanın atmosferine uygun, nostaljik Rum köylerinde konaklama yapmak isterseniz, Kaleköy’de Anemos Otel, Vama Konuk Evi, The Castle Boutique Hotel ve Zeytinliköy’de Zeydali Hotel ve Son Vapur Hotel’i tercih edebilirsiniz. Buraya ilk gelişimde Gökçeada gezilecek yerler listemi hazırlarken mutlaka görülmesi gereken köyler olarak bahsetmişlerdi. Tecrübelerime dayanarak söylüyorum evet ada ruhunu yaşayacağınız bu köylerde konaklama yapabilirsiniz.
Gökçeada Çadır ve Karavan Kampı
2016 yılından bu yana her yaz adaya 3-4 kez giden birisi olarak konaklamamı çadır kampında yapıyorum. Eşelek köyünde Volkite Kitesurf Okulu’nun olduğu plaj çadır kampı için oldukça ideal. Burası oldukça büyük bir plaj ve Romanya’dan Bulgaristan’dan karavanlarıyla gelen kitesurf tutkunları tarafından kullanılıyor. Ücretsiz bir alan olduğu için tuvalet ve duş bulunmuyor. Deniz yüzmek için pek ideal değil. Rüzgar aldığı için çok dalgalı oluyor bir de sörf yapıldığı için tehlikeli. Biz ısrarla senelerdir burayı tercih ediyoruz sebebi ise hem ortamın rahat olması, hem de insanların çok iç içe olmamasından dolayı. Aracımız olduğu için genellikle yüzmeye başka koylara gidiyoruz.
Çadır kampı yapmak için tercih edilen bir başka nokta ise Uğurlu Plajı. Denize girelebilecek bir plajı ve imkanları açısından her şeye rahatlıkla ulaşılabildiği için birçok kişi tarafından burası tercih ediliyor. Çam ağaçlarının altına çadırınızı kurabilir, plajda yer alan tesislerin tuvalet ve duş imkanlarını ücret ödeyerek kullanabilir ya da karnınızı doyurmak için yine tesislerden yararlanabilirsiniz. Açıkçası dip dibe sıkışık bir şekilde kamp yapmaktan hoşlanmadığımızdan burayı tercih etmiyoruz 😉
Gökçeada ücretli kamp alanlarını soracak olursanız, Aydıncık (Kefaloz) Plajı’ndaki Şen Camping ve Sardunya Beach’i tercih edebilirsiniz.
Çadır ve karavan kampı hakkında detayları yazılarıma aşağıdaki linklerden ulaşabilirsiniz klik klik!!!
Karavan Almak Mı ? Karavan Kiralamak Mı ? Merak Ettikleriniz
Çadır Kampı Yerleri Güncellenmiş Liste 2020
Gökçeada Yeme İçme Önerileri
Gökçeada’nın nesi meşhur ? Ne yiyip ne içelim diye soracak olursanız, işte vazgeçemediğim, müdavimi olduğum mekanlar… Fiyatlar ne çok pahalı ne de çok ucuz. Açıkçası verdikleri hizmete göre bence makul.
Cugura Organik, gelen misafirlerine kendi yetiştirdikleri ürünlerden muhteşem bir sofra hazırlıyorlar. Masa sayıları öyle çok değil, 4-5 masaları var. Mutlaka Whatsapp üzerinden (telefon çekmiyor) rezervasyon yaptırmanız gerekiyor. Siz kahvaltı için yoldayken her şey size özel taze taze hazırlanıyor. Kahvaltının üzerine gelen meyve ikramları da şahane bir ayrıntı. Kahve siparişlerinizi verip, arka taraftaki bahçede manzaraya karşı yudumlamayı da ihmal etmeyin. Böyle özenli ve samimi bir işletmeci oldukları için Gülsüm Hanım ve Tayfun Bey’e bir kez daha çok teşekkürler.
Mustafa’nın Kayfesi, köy meydanındaki tarihi çınar altına yerleştirilmiş tahta masa ve sandalyeler ile gelen misafirlerini karşılıyor. Yüksek sezonda bir hayli kalabalık olan mekana kahvaltı için erken saatlerde gitmenizi tavsiye ediyorum. Çünkü ilerleyen saatlerde artan kalabalık ile kuş seslerini, köyün sakinliğini her şeyi kaçırmış oluyorsunuz. Yörenin ürünlerinden hazırlanan serpme kahvaltısını ve peynirli omletini denemelisiniz. Gün batımında yorgunluk kahvesi içmek içinde uğrayabilceğiniz güzel bir adres.
Soykan Çiftliği, doğa ile iç içe, huzur dolu bir mekan da koyunlar, köpekler, kediler, ördekler, sebze ve meyve ağaçları arasında bir sabah kahvaltısı yapalım derseniz burayı deneyebilirsiniz.Whatsapp üzerinden iletişime geçerek rezervasyon yaptırmalısınız. Rezervasyonsuz misafir kabul etmiyorlar. Ayrıca adanın meşhur yemeği olan oğlak tandırının da lezzetine burada bakabilirsinz.
İmroz Poseidon Restoran, müdavimi olduğum, senelerdir her gidişimin ilk akşamı soluğu burada aldığım bir mekandır. Bence Gökçeada’da gün batımını en güzel izleyebileceğiniz nokta burası. Rezervazyonsuz sakın ama sakın gitmeyin kapıda kalırsınız. Özellikle hafta sonu tatili, bayramlar gibi zamanlarda gidecekseniz 2 hafta önceden rezervasyon yaptırın. Asıl püf noktaya geldik mutlaka ama mutlaka masanızı önlerden, deniz görecek şekilde ayarlamalarını isteyin ki muhteşem gün batımı manzarasını kaçırmayın. Gün batımından yaklaşık 30-45 dk önce orada olun. Mezeleri aşırı lezzetli sakın es geçmeyin.
Barba Yorgo’nun Tavernası, şöyle felekten bir gece çalalım derseniz sizleri Tepeköy’deki bu mekana davet ediyorum. Hem akşam yemeklerinizi yiyip hem de canlı müzik eşliğinde eğlenebileceğiniz tavernaya aynı zamanda şarap tadımı içinde gidebilirsiniz. Akşam yemeği için rezervasyon yaptırmayı unutmayın! Mezeler burada da oldukça başarılı !
Meydani Pastanesi / Efi Badem, Gökçeada merkezde yer alan bu kafeye mola vermek için uğrayabilirsiniz. Sakızlı muhallebi, dondurmaları ve bademli kurabiyesi denemeniz gereken lezzetleri.
Madam’ın Dibek Kahvesi, Zeytinliköy’de Rum bir aile tarafından işletilen kafe 1970’li yıllardan bu yana açık. Dibek kahvesi ve ev yapımı likörleri tadılması gereken lezzetleri.
StenAda, bence adadaki en güzel sakızlı muhallebi ve limonatayı burası yapıyor. Yunanistan’da yaşayan yaz dönemlerinde gelen Rum aile tarafından işletiliyor.Tarihi Eski Bademli sokaklarını gezerken mola verilecek en güzel nokta burası. Gökçeada gezilecek yerler bölümünde Eski Bademli’ye ait detaylı bilgi bulabilirsiniz.
Biyer Kafe Dükkan, adaya ilk gelişimizde kahve içecek bir yer ararken tanışdık Biyer Kafe Dükkan ile ve sonra da müdavimi olduk. Zeytinyağlı yemekleri, elmalı kurabiyesi, tencere yemekleri kısacası burada lezzetine bakıp da beğenmediğim hiç bir şey olmadı. Kafenin sahibi Nilay Hanım’ın samimi ve güler yüzü bizim gibi sizleride buranın müdavimi yapabilir.
Gökçeada Plajları
Aydıncık (Kefaloz) Plajı
Altın rengi kumu, tertemiz denizi ve yaklaşık 1,5 km uzunluğundaki plajı hem konaklama hem de denize girmek için tercih ediliyor. Aktivite olarak adanın rüzgarlı olması windsurf yani rüzgar sörfü yapmak için oldukça elverişli. Fiyatların Alaçatı ve Akyaka kadar yüksek olmaması yerli ve yabancı turistlerinde buraya gelmesine neden oluyor. Çokça yabancı plakalı karavan gördüğünüzde şaşırmayın 😊 Aydıncık Plajı’nda bulunan tesislerden şezlong şemsiye kiralayabilir ve konaklama için bungalov evler, çadır ve karavan kampı alanlarını kullanabilirsiniz.
Şen Camping ve Sardunya Beach önerebileceğim mekanlar.
Eşelek Köyü Kite Beach
Denize girmek için uygun olmayan plaj daha çok kitesurf yani uçurtma sörfü yapmak için elverişli. Eeee GezginStar burayı neden yazdın demeyin !!! Sandalyenizi, havlunuzu alın plaja kurulun ve havada taklalar atan sörfçüleri izleyin, efsane oluyor. Özel ders almak isterseniz de plajda yer alan Volkite Kiteboard Okulu ile görüşebilirsiniz. Yukarıda Gökçeada konaklama başlığı altında burayla ilgili detayları bulabilirsiniz.
Laz Koyu
Kumla, taş karışık bir plajı var. Sabah genellikle deniz sakin oluyor fakat öğleye doğru dalga çıkmaya başlıyor. Biz genellikle sabah burada denize girip ardından başka plajlara geçmeyi tercih ediyoruz. Plajda bir adet tesis bulunuyor. Şezlong ve şemsiye kiralayabilirsiniz ya da plaj çok geniş olduğu için işletmenin ilerisine doğru yürüyüp ücretsiz alandan da yararlanabilirsiniz. Tesisin yemekleri lezzetli, wc’ler temiz, yoğun bir dönemse duşlarda sıra oluyor.
Uğurlu Plajı
Gökçeada’nın batı tarafında yer alan plaj bence adanın en sakin, en temiz ve en huzurlu noktası. Ada halkı tarafından açılan işletmeler buraya biraz canlı bir hava getirse de hala sakinliğini koruyor. Uzun kaldığımız için genellikle şezlong ve şemsiye kiralayamayı tercih ediyoruz. Yok benim şemsiyem var derseniz de istediğiniz noktaya açıp, geriye denizin tadını çıkarmak kalıyor.
Gizli Liman
Uğurlu Plajı’ndan devam edip yolun sonuna geldiğinizde yokuşu çıkıp aracınızı park edin. Geç bir saatte gidiyorsanız genellikle kalabalık oluyor. Bu yüzden aracınızı yokuşu çıkmadan aşağıda bırakın çünkü yukarısı araçlar ile çoktan dolmuştur. Patika bir yoldan aşağıya doğru indiğinizde, çakıl taşlarıyla kaplı plajı, berrak bir deniz sizi karşılayacak. Denizin içi kayalık olduğundan yanınızda deniz ayakabınız mutlaka olsun. Bu arada şnorkel ve maske de alırsanız yanınıza denizin derinliklerinde yer alan manzarayı da kaçırmamış olursunuz. Bu plajda işletme bulunmuyor. Hazırlıklı gitmenizde fayda var. Aynı zamanda burası Türkiye’nin en batı uç noktası.
Yıldızkoy ve Mavi Koy
Gökçeada’ya o kadar gelipte sadece bir kere gittiğim plaj burası. Nedeni ise çok kalabalık olması 😊 Yerleşim yerine yakın olmasından dolayı buradaki apart evlerde kalan kişiler hemen yürüyerek ya da araçları ile bu koya geliyorlar. Esintisi bol, denizi dalgalı ve plajı da çakıl aklınızda olsun. Sahilde ihtiyaçlarınız için tesis bulunuyor.
Yıldızkoy’un hemen yanındaki Mavi Koy ise su altı dünyasını keşfetmeyi sevenler tarafından tercih ediliyor. Türkiye’nin tek su altı parkı olma özelliğine sahip Gökçeada Su Altı Milli Parkı farklı türden deniz canlısına da ev sahipliği yapıyor. İsterseniz profesyonel dalış okulları ile isterseniz de amatör olarak şnorkel ve maskeniz ile denizin derinliklerini keşfedebilirsiniz. Açıkçası ben denemedim fakat meraklısı oldukça çok. 😉
Kuzulimanı Plajı
İsmini sürekli duyduğum ve hiç gitme fırsatımın olmadığı bu plaj feribot iskelesinin olduğu noktaya yakın. Denizin sakin ve hemen derinleşmediğini söylemişlerdi. Adaya senelerdir giden bir gezgin olarak burayı tercih etmememin sebebi diğer yerlerin daha çekici olması. Tercih size kalmış denemeden bilemezsiniz. 😉
Gökçeada Gezilecek Yerler
Gökçeada’ya gelen misafirlerin çoğu deniz, kum ve güneş için geliyor sanmayın. Adanın tarihi bir geçmişi var ve o kadar güzel restore edilmiş köyler var ki görmeden dönmek olmaz bu noktaları.
Gökçeada gezilecek yerler listemin bir numarasında Zeytinliköy ve Eski Bademli yer alıyor. Yunanisan’dan tekrar Gökçeada’ya gelen Rumlar evlerini yenileyip kullanmaya başlamışlar. Açılan kafeler, hediyelik eşya dükkanlar buralara turistleri çekmeyi başarıyor. Araçla giriş her iki köye de yasak. Zeytinliköy’ün bir diğer önemi ise, 1940 yılında Hristiyanların ruhani lideri 1.Bartholomeos bu köyde doğmuş.
Kaleköy‘de ise limanına doğru yürüyebilirsiniz yine araç tarfğine kapalı bir yolu bulunuyor. Hediyelik eşya satan tezgahlar ve dondurmacılar bulunuyor. Yukarı Kaleköy‘de ise tarihi evler, sokaklar yer alıyor. Eski tarihi çınarı ziyaret edebilir yanındaki çamaşırhaneyi de görebilirsiniz. Ayrıca Gökçeada’ya her gelişimde uğradığım İmroza Ekolojik Yaşam Atölyesi adında harika bir dükkan var. İmroza Sabun Atölyesi olarak da biliniyor. Keçi sütlü sabunları favorim, limon kolonyası ve deterjanları da denediğim ürünler arasında.
Dereköy bir zamanlar Türkiye’nin en kalabalık köyü iken şimdilerde hayalet bir köy durumunda. Köy sosyal açıdan eskiden çok canlıymış sinema, berberler, terziler, kahvehaneler, bakkallar yer alıyormuş. Rumların köylerini bırakıp Yunanistan’a gitmesiyle terk edilmiş bir köye dönüşmüş. 1800 yıllardan kalma Hagia Marina Kilisesi ve Koimesis Tis Theotokos Kilisesi görebileceğiniz yerler.
Aydıncık Plajı’na giderken yol üzerinde Tuz Gölü‘nü göreceksiniz. Kimileri cilt hastalıklarına iyi geldiği için kimileride merak edip, bir kere denemek istediği için önce vücutlarını bu çamur ile kaplıyorlar kurduktan sonrada denize girip temizleniyorlar. Hiç denemedim, düşünürseniz denemesi bedava 😊
Bende bu Gökçeada sevgisi olduktan sonra benim Gökçeada maceralarım bitmez. Gökçeada gezilecek yerler yazım ile ilgili düşüncelerinizi yorum bırakabilir dilersenizde sorularınız için sosyal medya hesaplarımdan bana ulaşabilirsiniz. Maceralarıma ortak olmak için instagram & facebook & youtube üzerinden beni takip edebilirsiniz. Gülümseyin hayata 😉